. . .
|
|
Önümde ağır bir kapı ardında okyanus var
Ben zaten suda doğmuşum kapıyı açmam gerek
İşte o an biri geliyor tutuyor kulağımdan
Gözü anahtar deliğinde "bak" diyor sadece burdan
"Bırak" diyorum o küçücük resmi yetmez bize bu küçük esinti
Nerde törpülendin böyle "olmaz" diyor tutup ayak bileğimi
Şimdi önümde ağır bir kapı ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor benimse kapıyı açmam gerek
"Bak" diyorum koca dünyaya buradan derhal çıkmak gerek
Bari çekme bileğimden benim her şeyi görüp öğrenmem gerek
Bir ileri bir geri her adım bu kapının ardı demek
Sonunda boğulmak olsa da benim o sularda yüzmem gerek
Anahtar deliğinden görünen bu küçücük manzara
Sana yetiyorsa yetsin benim o sularda yüzmem gerek
Şimdi önümde ağır bir kapı ardında okyanus var
Bir de bileğimden biri çekiyor benimse kapıyı açmam gerek
"Bırak" diyorum o küçücük resmi yetmez bize bu küçük esinti
Nerde törpülendin böyle "olmaz" diyor tutup ayak bileğimi
Bir ileri bir geri her adım bu kapının ardı demek
Sonunda boğulmak olsa da benim o sularda yüzmem gerek
Anahtar deliğinden görünen bu küçük manzara
Yetiyorsa yetsin benim o sularda yüzmem gerek, yüzmem gerek
. . .
|
|
Bu kalabalığın içinde
Yapayalnız hissetmektense,
Dünyanın bir ucunda
Tek başımayım
Kir göstermeyen renkleriniz
Sizin olsun Korkmaktansa
Bulanıklığın tam içinde
Bir başımayım
Benim belki de
gizli bir bildiğim var
Elbette ağlarım
Benim can kırıklarım var
Senin gördüğün
Yanağımdan süzülenler
Asıl içimde,
içinde yüzdüğüm bir deniz var...
Bu kalabalığın içinde
Yapayalnız hissetmektense,
Dünyanın bir ucunda
Tek başımayım
Benim belki de
gizli bir bildiğim var
Elbette ağlarım
Benim can kırıklarım var
Senin gördüğün
Yanağımdan süzülenler
Asıl içimde,
içinde yüzdüğüm bir deniz var...
Benim belki de
gizli bir bildiğim var
Elbette ağlarım
Benim can kırıklarım var
Senin gördüğün
Yanağımdan süzülenler
Asıl içimde,
içinde yüzdüğüm bir deniz var...
Benim belki de
gizli bir bildiğim var
Elbette ağlarım
Benim can kırıklarım var
Senin gördüğün
Yanağımdan süzülenler
Asıl içimde,
içinde yüzdüğüm bir deniz var...
. . .
|
|
Bir oyun oynayalım mı
Herkes açsın kalbini
Oyun oynayalım mı
Bir oyun oynayalım mı
Herkes söylesin adını
Oyun oynayalım mı
Her kalp bir büyük dünya
Ve bir kalp kırıldığında
Hayata dair ne varsa
Üzerinde o dünyanın başlar yok olmaya
Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada
Her kalp kırıldığında
Bir yerlerde yolculuk başlar
Mavi renkten siyahlığa
Her bir kalp kırıldığında
Bir oyun oynayalım mı
Çocuklar gibi beraber
Oyun oynayalım mı
Bir oyun oynayalım mı
Kırmayalım birbirimizi
Oyun oynayalım mı
Her kalp ayrı bir dünya
Ve bir parça kristal aynı zamanda
Bir de bilmeyerek değil ama bilerek kırılmışsa
Artık acı da duymaz başlar yokolmaya
Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada
Her kalp kırıldığında
Yolculuk başlar mavi renkten
Siyahlığa, karanlığa
Her bir kalp kırıldığında
(bridge)
Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada
Her kalp kırıldığında
Yolculuk başlar mavi renkten
Siyahlığa, karanlığa
Bir kalp kırıldığında
Denizler kurur toprak küser
Denge kalmaz o dünyada
Her kalp kırıldığında
Yolculuk başlar mavi renkten
Siyahlığa, karanlığa
Her bir kalp kırıldığında
. . .
|
|
Gel bir parçam ol kanımdan canımdan
Gel bir parça al ekmeğimden suyumdan
Ben zaten düşmüşüm kaldırımlar yatağım olmuş
Gel bir de sen vur, hadi gel bir de sen vur
Ben zaten düşmüşüm içim dışım korku dolmuş
Gel bir de sen vur, hadi gel
Nasıl olsa alıştım ben bu sert rüzgârlara
Bu sert iklimli ıssız hayata
Delgeç gibi deleceksin sen de ruhumu
Biliyorum durma gel
Bir de sen vur
Bir de sen vur
Gel bir de sen vur
Bir de sen vur
Gel bir parçam ol kanımdan canımdan
Gel bir parça al ekmeğimden suyumdan
Ben zaten düşmüşüm kaldırımlar yatağım olmuş
Gel bir de sen vur, hadi gel bir de sen vur
Ben zaten düşmüşüm içim dışım korku dolmuş
Gel bir de sen vur, hadi gel
Nasıl olsa alıştım ben bu sert rüzgarlara
Bu sert iklimli ıssız hayata
Delgeç gibi deleceksin sen de ruhumu
Biliyorum durma gel
Bir de sen vur
Hadi gel bir de sen vur
Gel bir de sen vur
Hadi gel bir de sen vur
Nasıl olsa alıştım ben bu sert rüzgarlara
Bu sert iklimli ıssız hayata
Delgeç gibi deleceksin sen de ruhumu
Biliyorum durma gel
Bir de sen vur
Hadi gel bir de sen vur
Gel bir de sen vur
Hadi gel bir de sen vur
. . .
|
|
Bugün kendimi kuru yapraklarla kaplı
Çıkmaz bir sokağa benzetiyorum
Sadece o sokakta yaşayanlar üzerimden
Gelip geçiyor
Bugün kendimi odalarından çoğu boş
Bazen dolan bir otel gibi hissediyorum
Içimden ne hayatlar ne hikayeler ne aşklar
Geçip gidiyor
Ben böyle değildim ne zaman kayboldum
Rüzgarla dans ederdim ne zaman savruldum
Bir ses duydum geçmiş zamandan
Bir ses duydum küçük bir kızdan
Bir bilet istiyorum
Sadece gidiş olsun
Çocukluğun saflığına
Gidip orda yaşamam gerek
Bilet istiyorum
Tek kişilik olsun
Yarına çıkabilmem için
Heyecanı hatırlamam gerek
Bugün kendimi parktaki bir bank gibi
Sessiz ve sabit hissediyorum
Geceleri üzerimde şehrin ışıkları
Yatıp uyuyor
Bugün kendimi tonlarca yük taşıyan
Gemilerin denizi gibi hissediyorum
Kaldırma kuvvetim var ama şehrin atıkları
Içime akıyor
Ben böyle değildim ne zaman kayboldum
Rüzgarla dans ederdim ne zaman savruldum
Bir ses duydum geçmiş zamandan
Bir ses duydum küçük bir kızdan
Bir bilet istiyorum
Sadece gidiş olsun
Çocukluğun saflığına
Gidip orda yaşamam gerek
Bilet istiyorum
Tek kişilik olsun
Yarına çıkabilmem için
Heyecanı hatırlamam gerek
Bir bilet istiyorum
Çocukluğun saflığına
Bilet istiyorum
Tek kişilik olsun
Yarına çıkabilmem için
Heyecanı hatırlamam gerek
. . .
|
|
Ben bir mülteciyim kendi yüreğimden başka
Sığınacak yerim yok, yurdum yok
Ben bir mülteciyim yüreğime sığındım,
Burada savaş çıksa bile ölen yok
Tüm hayallerin sonsuzluğa
Ve sona erebildiği bir yerdeyim
Tüm niyetlerin bedenleri varmışçasına
Görülebildiği bir yerdeyim
Ben bir mülteciyim yüreğimde yaşıyorum
Esir değil kul hiç değil, kendimde yaşıyorum
Ben bir mülteciyim burada aslında sınır yok
Kazanmak kaybetmek yok
Bu güçten daha büyük güç yok
Artık eminim her şey içimde filizleni
İstersem büyüyor Bakmazsam çürüyor
Aşil topuğum aşktı başka yüreklerde
Mutlu olmadım, yaşayamadım
Oysa içimde ne ok var ne de atan,
Ne yön ne arka ön
İster yaşa ister sön
Ben bir mülteciyim yüreğimde yaşıyorum
Esir değil kul hiç değil, kendimde yaşıyorum
Ben bir mülteciyim burada aslında sınır yok
Kazanmak kaybetmek yok
Bu güçten daha büyük güç yok
Ben bir mülteciyim kendi yüreğimden başka
Sığınacak yerim yok, yurdum yok
Tüm kitapların arasında kurutulup saklanan
Anılarla dolu bir yerdeyim
Tüm sözcüklerin cümlelerden kurtulmuş gibi
İncitmeden özgür kalabildiği yerdeyim
Ben bir mülteciyim yüreğimde yaşıyorum
Esir değil kul hiç değil, kendimde yaşıyorum
Ben bir mülteciyim burada aslında sınır yok
Kazanmak kaybetmek yok
Bu güçten daha büyük güç yok...
. . .
|
|
Suyun derinliği aynıydı
Ama senin beline benimse omuzlarıma geliyordu
Bütün yapraklar sararıp düşecekti
Ama ilk ben düştüm kalanlar arkamdan korkuyla baktı
Bütün aşklar çok büyük olacaktı
Ama en büyük bizimkisi diyecektik
Her bir insan eşsiz olacaktı
Ama hep kendimizi en değerli zannedecektik
Çamur mu sürmek istiyorsun başkasının duygularına
Önce senin ellerin kirlenecek
Suyla mı gidiyorsun bir başkasının yanan yüreğine
O yürekte hep yerin olacak
Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
Ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için
Hepsini dileyip gerisine direniyorum
Çok sonraları fark edecektik
İyilik temizlik bile göreceli olacaktı
O kadar hızlı kirlenecektik ki
Masumiyet fotoğraflarda eskiyip solacaktı
Korkuyor musun senden farklı olan her şeyden
Korktuğun şey kendi içinde büyüyecek
Ortak mı oluyorsun bir başkasının yalnızlığına
Yüreğin yalnızlık nedir bilmeyecek
Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
Ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için
Hepsini dileyip gerisine direniyorum
Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
Ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için
Hepsini dileyip gerisine direniyorum
Sana bilmediğin bir şey söyleyemem
Ben de hiçbir şey bilmiyorum
Ne kadar iyilik varsa hepimiz için
Hepsini dileyip gerisine direniyorum
. . .
|
|
Benim çakıl taşlarım var irili ufaklı
Kaybolduğumda yere yayıp yol yaptığım
Çakıl taşlarım var her yerden topladığım
Boşluğa düştüğümde oyunlar yaratıp oynadığım
Benim bir sözlüğüm var unutulmuş bir dil
Oysa ki içinde her şeyin anlamı gizli
Benim bir gözlüğüm var sol camı kırıldı
Taktığım zamanlarda içini gösteren adeta
Sen hiç hiç oldun mu, birden duruldun mu
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen
Düştün mü sen, düştün mü sen, ...
Benim hiç boyanmamış dört duvarım var
Çatlaklarından sızıp içinden geçtiğim
Benim hiç yıkılmamış duvarlarım var
Dikkatle baktığımda ardını gördüğüm adeta
Sen hiç hiç oldun mu birden duruldun mu
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen
Düştün mü sen, düştün mü sen, ...
Benim bir hikayem var sonunu yazmadığım
Benim bir sevgilim var henüz tanışmadığım
Benim umudum var benim umudum
Benim umudum var benim umudum
Sen hiç hiç oldun mu birden duruldun mu
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen
Düştün mü sen, düştün mü sen, ...
Hiç oldun mu birden duruldun mu
Bulanıkmış berrakmış her suyu içtin mi
Altında ağ olmadan yerden yükseldin mi
Tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen
Düştün mü sen, düştün mü sen, ...
. . .
|
|
Bilgi sahibi olmadan,
Fikirlerle dolmuşuz
Bir yerlerde bir çift elin tuttuğu
Silahta kurşun olmuşuz
Kalem sahibi olmadan
Kılıçlar kuşanmışız
Yaşayıp yaşatmak dururken
Hem ölmüş hem katil olmuşuz
Gözlerimiz var ama görmek istemedikçe
Yüreklerimiz var ama hissetmedikçe ...
Hiç ıslanmadan yüzmek
Ne kadar mümkünse
Hiç yanmadan ateşle
Ne kadar oynanabilirse
Içinde yaşamak varken
Teğet geçmek dünyaya
Işte bana öyle geliyor
Çünkü zaman geçip gidiyor
Avuçlarında hissetmek varken
Birinin ellerini
Sıkıca tutup sevmekten
Güvenmekten korkar olmuşuz
Kapıları kapatmak yetmemiş
Kepenkler indirmişiz
Bir küçük asma kilitle
Insanı insan şerrinden sakınmışız
Gözlerimiz var ama görmek istemedikçe
Yüreklerimiz var ama hissetmedikçe ...
Hiç ıslanmadan yüzmek
Ne kadar mümkünse
Hiç yanmadan ateşle
Ne kadar oynanabilirse
Içinde yaşamak varken
Teğet geçmek dünyaya
Işte bana öyle geliyor
Çünkü zaman geçip gidiyor
Zamanımız var ama korkmayı sürdürdükçe
Ruhumuz var teslim etmeden önce
Hiç ıslanmadan yüzmek
Ne kadar mümkünse
Hiç yanmadan ateşle
Ne kadar oynanabilirse
Içinde yaşamak varken
Teğet geçmek dünyaya
Işte bana öyle geliyor
Çünkü zaman geçip gidiyor
. . .
|
|
Seni ararken kendimi kaybetmekten yoruldum,
Bulduğumu zannettiğimde kendimden ayrı düştüm
Bu garip bir veda olacak çünkü aslında hep içimdesin
Ne kadar uzağa gitsem de gittiğim her yerde benimlesin
Söylenecek söz yok, gidiyorum ben ...
Hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal
Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya,
Şahlanıp gitmek içimde var
Hoşçakal ...
Biraz su biraz yeşillik her yer benim evimdir
Taşırım dünyayı sırtımda her dil benim dilimdir
Ama söylenecek söz yok gidiyorum ben ...
Hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal
Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya
Şahlanıp gitmek içimde var
Hoşçakal ...
(bridge)
Hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal, hoşçakal
Ben bir kısrak gibi gelmişim dünyaya
Şahlanıp gitmek içimde var
Hoşçakal ...
. . .
|