|
|
2009 |
1. | |
2. | Benim Adım Orman |
3. | |
4. | |
5. | |
6. | |
7. | |
8. | |
9. | |
10. | |
11. | Uçurtma |
12. | Eski 2 |
|
. . .
|
|
eğer olduğun gibi geleceksen
olduğum gibi seveceksen
merhaba, zamanın ellerinden
merhaba, tut vakit kaybetmeden
dünyanın bütün günlerinden
en güzel günü bugün olsun
hayattan hayallerinden istediğinden bahset
düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
eğer olduğun gibi geleceksen
olduğun gibi görüneceksen
merhaba, zamanın gözlerinden
merhaba, bak vakit kaybetmeden
dünyanın bütün nehirlerinden
sözlerimiz seslerimiz aksın
hayattan hayallerinden istediğinden bahset
düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
tam olduğun gibi tam göründüğün gibi
tam hissettiğin gibi istediğin gibi
hayattan hayallerinden istediğinden bahset
düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
hayattan hayallerinden istediğinden bahset
düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
. . .
|
|
. . .
|
|
kim bilir neler neler gecti basindan
kimse boyle yalniz olamaz
anlat birer birer tut ellerimden
kimse boyle kuskun olamaz
cizgi cizgi yuzunde
golgeli gozlerinde
agir sessizliginde
neler neler var
ne hikayeler var
her bahar oncesinde
kardelene donusmeyi
kopmayi koparilmayi anlat
karanlikta dans etmeyi
sonra olmeye yatmayi
kahpe dunyayi anlat
titreyen cenende dunya devrilmis
kimse boyle uzgun olamaz
gozlerin dolu dolu hayatin da oyle
kimse boyle yorgun olamaz
hep goz pinarinda
duran o gozyasinda
akmaya hazirlanan
neler neler var
ne hikayeler var
her bahar oncesinde
kardelene donusmeyi
kopmayi koparilmayi anlat
karanlikta dans etmeyi
sonra olmeye yatmayi
kahpe dunyayi anlat
uzaklara dalip gitme
gozlerin de dolmasin
kimse boyle yalniz olmasin
her bahar oncesinde
kardelene donusmeyi
kopmayi koparilmayi anlat
karanlikta dans etmeyi
sonra olmeye yatmayi
kahpe dunyayi anlat anlat
. . .
|
|
alnimdan akan ter
sana hic degmedi
gozumden damlayan yas
denizi bulmadi
bir sokak gordum ruyalarimda gecelerce
hic sana cikmadi
sadece yarim saat tutustuk elele
o saat durmadi
dusunuyorum
ne kadar sevmis olabilirim
dusunuyorum
sen ben gece ve bir yol
baska bir sey
yok elimde hafizamda
dusunuyorum
ne kadar yer etmis olabilir
istiklal caddesi kadar
istiklal caddesi kadar
anlari birer birer
topladim sakladim
tarihin ortasinda
gelecek aradim
hucreme girdin dokundun hucrelerime
buluttum damladim
cumleler kacti dagildi dort bir tarafa
sadece noktayim
dusunuyorum
ne kadar sevmis olabilirim
dusunuyorum
sen ben gece ve bir yol
baska bir sey
yok elimde hafizamda
dusunuyorum
ne kadar yer etmis olabilir
istiklal caddesi kadar
istiklal caddesi kadar
. . .
|
|
Eski bir şiir, eski bir hikaye,
Eski bir ezgi, var aklımda.
Herkes hayattaydı, bildiğim herkes,
Hiç korku yoktu, yoktu aklımda.
Eski bir kitap, eskimiş resimler,
Eski bir şarkı, var aklımda.
Sevdiğim birini, hiç kaybetmemiştim,
Kaybetmek yoktu, yoktu aklımda.
Sıradan basit bir günün uğruna,
Hiç dua etmemiş, hiç yalvarmamıştım.
Sen nasıl başardın, yüz yıllık ağaç gibisin?
Nasıl böyle kaldın, uyurken eskimeyen, eskise de değerlenen?
Sen nasıl başardın, yüz yıllık ağaç gibisin?
Nasıl böyle kaldın, yoksa sen de sadece öyle duranlardan mısın?
Eski bir oyun, eski bir sokakta,
Eski bir hırka, var omzumda.
Aşka inanırdım, her hücremle,
Hiçbir yük yoktu, yok omzumda.
Hiç dua etmemiş, henüz yalvarmamıştım.
Sen nasıl başardın, yüz yıllık ağaç gibisin?
Nasıl böyle kaldın, uyurken eskimeyen, eskise de değerlenen?
Sen nasıl başardın, yüz yıllık ağaç gibisin?
Nasıl böyle kaldın, yoksa sen de sadece öyle duranlardan mısın?
Sen nasıl başardın, yüz yıllık ağaç gibisin?
Nasıl böyle kaldın, uyurken eskimeyen, eskise de değerlenen?
Sen nasıl başardın, yüz yıllık ağaç gibisin?
Nasıl böyle kaldın, yoksa sen de sadece öyle duranlardan mısın?
. . .
|
|
Kalbimin topraklarına, mezarlar kazdın.
Her birinin üstüne, gökdelenler koydun.
Aklımın yapraklarını, bir bir kopardan.
Binaların üst katlarına, süslü teraslar yaptın.
Geçer gider sandım, geçmedi gitti.
Kurduğun bu mahalle, haritadan silindi.
Kurduğun bu mahalle, haritadan silindi.
Aklımın sokaklarını, arar sorarken,
Kimbilir ben kaç kalp kırdım.
Zamanın istasyonunu, trenler geçerken,
Kim bilir kaç kez kaçırdım.
Kaç kez kaçırdım, kaç kez kaçırdım, kaç kez kaçırdım...
Uykumun masallarını, her gece anlattın.
Dinledim, defalarca seni kahraman yaptım.
Kurduğun mahallenin her sokağında,
Utanmadın, gecelerce, sözvün saydın.
Geçer gider sandım, geçmedi gitti.
Kurduğun bu mahalle, haritadan silindi.
Kurduğun bu mahalle, haritadan silindi.
Aklımın sokaklarını, arar sorarken,
Kimbilir ben kaç kalp kırdım.
Zamanın istasyonunu, trenler geçerken,
Kim bilir kaç kez kaçırdım.
Kaç kez kaçırdım, kaç kez kaçırdım, kaç kez kaçırdım...
Aklımın sokaklarını, arar sorarken,
Kimbilir ben kaç kalp kırdım.
Zamanın istasyonunu, trenler geçerken,
Kim bilir kaç kez kaçırdım.
Kaç kez kaçırdım, kaç kez kaçırdım, kaç kez kaçırdım...
. . .
|
|
Bir mum yaktığım
O akşam seni andım
Korkuyu savdığım
Her anı hatırladım
Gittiğin günden şimdiye
Her şey aynı sadece
Çok özledim
Her kahraman gibi erken gittin
Gördüğüm en son ışık
Parıltı sendin hep parlardın
Dinlendiğin o sarmaşık sonra soldu
Hep uçtun ateşe yakın
Bir kayık iki kürek
Ay parlak asil yürek
Biraz rakı biraz azık
Belki hayat bu demek
Göçtüğün gün ben tesadüfen
Düşümde gördüm veda ederken
Çok özledim
Her kahraman gibi erken gittin
Gördüğüm en son ışık
Parıltı sendin hep parlardın
Dinlendiğim o sarmaşık sonra soldu
Hep uçtun ateşe yakın
. . .
|
|
Güneş batınca fark ettim,
Bütün hayallerim caddeye uzanmış.
Tüm doğru bildiklerim asfalta akmış,
Hepsi serapmış.
Birileri var önümde, gerimde,
Her yanımda, yüreğimde.
Kalabalığın içinde, dışında,
Her yerde, yalnızlığımda.
Karaya oturmuş eski bir gemide,
Gölgesinden sıkılmış söğütte,
Baktığım her yerde, her aynada,
Mutluluktan sürülmüş,
Sanki yasaklanmış biri var.
Ellerinden içilmiş şarapta,
Gözlerinden okunmuş şiirde,
Baktığım her yerde, her aynada,
Mutluluktan sürülmüş,
Sanki yasaklanmış biri var.
Güneş batınca fark ettim,
Bütün hayatım caddeye uzanmış.
Yolun tam yarısında asfalta akmış,
Her şey serapmış.
Birileri var önümde, gerimde,
Her yanımda, yüreğimde,
Kalabalığın içinde, dışında,
Her yerde, yalnızlığımda.
Karaya oturmuş eski bir gemide,
Gölgesinden sıkılmış söğütte,
Baktığım her yerde, her aynada,
Mutluluktan sürülmüş,
Sanki yasaklanmış biri var.
Ellerinden içilmiş şarapta,
Gözlerinden okunmuş şiirde,
Baktığım her yerde, her aynada,
Mutluluktan sürülmüş,
Sanki yasaklanmış biri var.
. . .
|
|
aynıydı gökyüzümüz
savrulduk her birimiz
insanlığa ne oldu
masumdu gözlerimiz
adildi kalplerimiz
insanlığa ne oldu
ormandık kül olduk
insandık kul olduk
kaybettik savrulduk
ayrıldık ayrı kaldık
bittik artık
farklıydı seslerimiz
aynıydı gerçeğimiz
insanlığa ne oldu
berraktı umutlarımız
çekingendi hırslarımız
insanlığa ne oldu
ormandık kül olduk
insandık kul olduk
kaybettik savrulduk
ayrıldık ayrı kaldık
ormandık kül olduk
insandık kul olduk
insanlığın kalbinde
alnında kurşun olduk
bittik artık
. . .
|
|
en son gördüğüm rüya
en son yazdığım şarkı
hepsini sana anlatmazsam
hepsini sana söylemezsem
hepsini seninle paylaşmazsam
eğer sen duymazsan
yarım kalırlar
yetim kalırlar
küskün kalırlar
aynı sen ve ben gibi
sen ben bitmeyen şiir
sen ben bitmeyen şarkı
boynunun omzunla buluştuğu
hem serin hem ılık çukurdan
yavaş yavaş yudum yudum su içtim
sonra kayboldum
bazı aşklar
yarım kalırlar
yetim kalırlar
aynı sen ve ben gibi
. . .
|
|
. . .
|
|
. . .
|
|